Ayetleri Iqra4 yazılımında görmek için metin içindeki linklere dokunun.


Allah bir, rabler çok

Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisinden alıntı:
Kur’ân-ı Kerîm’de ilâhî isim olarak Allah lafzından sonra en çok kullanılan kelime "rab"dir. Âyetlerdeki konumundan anlaşılacağı üzere bu ismin içerdiği şefkat, merhamet ve geliştirerek yaşatma fonksiyonları (rubûbiyyet), peygamberlerden münkirlere kadar bütün şuurlu canlıları ve evrendeki diğer varlıkları kuşatmaktadır.
Kerim Kitabımıza bu gözle bakınca şunları görüyoruz:
Hz Musa'nın Tur Dağında ilk duyduğu hitap bugün bile insanı ürpertiyor:
"Ben şüphesiz senin Rabbinim; ayağındakileri çıkar; çünkü sen, kutsal bir vadi olan Tuva'dasın."

Ayrıca, Hz Adem'in pişmanlık duası gibi bir çok dua Rabbennâ hitabıyla başlıyor. Bu kadar önemli bir kelime olmasına rağmen, esmâ-i husnâ içinde sayılmaz. Diğer ilâhî isimlerden farklı olarak er-rabb belirtili hali kullanılmaz, daima iyelik eki ile "Birisinin Rabbi" şeklinde kullanılır.

Rabb

Kitabımızda sıkça geçen Rabb kelimesi çoğunlukla Allah için, birkaç yerde insanlar için kullanılmış. Bu ikinci anlamın bugün dilimizde karşılığı patron. Türkçede lafza-i celal (Allah) ile neredeyse eş-anlamlı kullanılan bu kelimenin, diğerinden ne farkı var? Cevap kolay: Allah bir, rabler çok. Allah özel isim, çoğulu yok, iyelik eki almaz, "Musa'nın Allah'ı" derseniz yanlış olur. Rabb ise cins isim, çoğulu var, her türlü eki kabul eder, "İsa'nın Rabbi" diyebilirsiniz.

Kuran'daki Rabb kavramını anlamak için köle-efendi ilişkisine yakından bakmak lazım: Efendi emreder; köle hizmet eder, sonra ücretini alır. Günümüzde bu model, işçi-patron ilişkisi olarak aynen geçerli. Kölelik kalktı ama efendilik devam ediyor. Dünya düzeninin parçası olan bu modelde, geçici bir süre için de olsa, birisi köle diğeri efendi oluyor.

Rabbimiz, yaratıcılığın ne olduğunu anlayalım diye insanlara yaratma becerisinin kırıntılarını vermiş. Daha zor bir kavram olan rubûbiyeti anlamamız için de köle-efendi, modern çağda işçi-patron ayrımını yapmış. Hepsi dünya imtihanının gereği...

Bu kelimeyi en güzel açıklayan ayetleri Yusuf suresinde buldum ve renkli işaretledim. Allah için kullanılanları büyük R ile, cins isim olanları küçük harfle yazdım. Surenin başında Hz Yakup, küçük oğlunun rüyasını şöyle yorumluyor:
"Rabbin seni böylece rüyandaki gibi seçecek, sana olayları yorumlamayı öğretecek."

Seneler sonra, Hz Yusuf haksız yere hapiste, iki arkadaşının rüyasını yorumlamadan önce bir vaaz ile onları İslam'a hazırlıyor:
"Ayrı ayrı bir sürü rabler mi daha iyidir, yoksa her şeyden üstün tek Allah mı?"

Bu irşaddan sonra, hapis arkadaşları şarapçı ve ekmekçi artık rüyalarının yorumunu duymaya hazırdır:
"Biriniz rabbine şarap sunacak, diğeri asılacak ve kuşlar başından yiyecek"
Bu ve aşağıdaki iki ayette melik için rabb kelimesi kullanılmış.

Lakin, peygamberler de unutabilir. Allah'ı unutmanın sonucu ağır olabiliyor:
İkisinden, kurtulacağını sandığı kimseye Yusuf: "rabbinin yanında beni an" dedi. Ama Şeytan Rabbinin zikrini unutturdu ve Yusuf bu yüzden daha birkaç yıl hapiste kaldı.
(ayetin bu anlamı çoğunluğa uymasa da tefsir kitaplarına geçmiş)

Melikin rüyasına hiç kimse yorum yapamayınca, şarapçı hapisteki arkadaşını hatırlar. Yusuf, Mısır'ı kıtlıktan kurtaracak kıymetli yorumunu söyler, ama melikin davetine hemen gitmez:
Yusuf'a elçi gelince, "rabbine dön, kadınlar niçin ellerini kesmişlerdi bir sor; doğrusu Rabbim onların hilesini bilir" dedi.
Hakiki Rabb olan Allah ile dünyevi rablerin farkını bu veciz kıyas ile vurgular.

Her şey olup bittikten sonra, Hz Yusuf'un muhteşem duasını okuyoruz:
"Rabbim! Bana hükümranlık verdin, olayların yorumunu öğrettin. Ey göklerin ve yerin yaradanı! Dünya ve ahirette işlerimi yoluna koyan sensin; canımı müslüman olarak al ve beni salihlere kat."
Böylece, surenin başındaki yorum aynen hakikat oluyor...

Dersler