Asırlardır inkarcıları şaşırtan, inananları düşündüren bir i'caz unsuru: bazı sûrelerin başındaki şifreli harfler. Bir şifre ki, hakkında binlerce kitap yazılmış, gene de kesin bilgimiz yok. Anlamını bilemediğimiz için olduğu gibi bırakıyoruz.
"Haydi, buna benzer bir söz söyleyin; bütün bir kitap ya da sûre olmasın, cümle olmasın, kelime bile olmasın da anlamsız görünen bir tek harf olsun" diyor.
Mânâdan soyulmuş şu hece harflerinin zikri, muarızları hüccetsiz bırakmaya işarettir. Evet, Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyan, şu mânâsız harflerin lisan-ı haliyle ilân ediyor ki: "Ben sizden beliğ mânâları, hükümleri, hakikatleri ifade eden yüksek hutbeleri ve nutukları istemiyorum. Yalnız şu tâdâd ettiğim harflerden bir nazîre yapınız, velev iftira ve hikâyelerden ibaret bile olursa olsun!"
Bir talebemin kıymetli gözlemi: Bu harfler, sûre ismi, i'caz unsuru, dikkat çekmek, kelime kısaltmaları gibi olası diğer anlamları dışında, "bire bir çevrilemez" olmaları bakımından, meallerin Arapça orijinallerinden kopmalarını imkansız hale getiriyor. Diğer bir deyişle, şifreli harfler başka bir dile asla çevrilemiyor.
Toplam 29 sûrenin başındaki 30 ayet söz konusu. Tek harfli olan üç tanesi ilk inen ayetler arasında:
Sâd, Qâf, Nûn. Üçünde de çarpıcı bir kasem ve önemli bir hüküm var.
Sonra iki harfliler: Tâ-Hâ, Tâ-Sîn, Yâ-Sîn, 7xHâ-Mîm (10 ayet)
Üç harfliler: 6xElif-Lâm-Mîm, 5xElif-Lâm-Râ, 2xTâ-Sîn-Mîm, Ayn-Sîn-Qâf (14 ayet)
Çok harfliler: Elif-Lâm-Mîm-Sâd, Elif-Lâm-Mîm-Râ, Kâf-Hâ-Yâ-Ayn-Sâd (3 ayet)
Aşağıda, şifreli harflerin bulunduğu sûrelerin ilk birkaç ayetini ve M Okuyan mealini bulacaksınız. Bir kelimeye tıklayarak, aynı Arapça kökten türetilmiş bütün kelimeleri, böylece kavramlar arasındaki ilişkiyi görebilirsiniz. Bu çalışma 7 adet Hâ-Mîm ile başlamıştı, şimdi 29 sûre tamamlandı.
2 Bakara Elif Lâm Mîm * Bu kitap (Kur’an) ki onda asla şüphe yoktur. Muttakîler için bir rehberdir. * Onlar gayba inanır, namaz kılar ve rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. * Sana indirilene ve senden önce indirilene iman eder, ahiret gününe de kesin bir şekilde inanırlar. |
البقرة
الٓمٓ *
ذَٰلِكَ ٱلْكِتَٰبُ لَا رَيْبَ فِيهِ هُدًى لِّلْمُتَّقِينَ *
ٱلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِٱلْغَيْبِ وَيُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَمِمَّا رَزَقْنَٰهُمْ يُنفِقُونَ *
وَٱلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَآ أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَبِٱلْءَاخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ |
3 Âl-i İmrân Elif Lâm Mîm * Allah (ki) O’ndan başka ilah yoktur. Diridir, hayatı elinde tutandır. * Kitab’ı sana önceki kitapları doğrulayıcı olarak bir amaç ile indirmiştir. (Daha önce) Tevrat’ı ve İncil’i de indirmişti. |
آل عمران
الٓمٓ *
ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ٱلْحَىُّ ٱلْقَيُّومُ *
نَزَّلَ عَلَيْكَ ٱلْكِتَٰبَ بِٱلْحَقِّ مُصَدِّقًا لِّمَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَأَنزَلَ ٱلتَّوْرَىٰةَ وَٱلْإِنجِيلَ |
7 A'râf Elif Lâm Mîm Sâd * Kendisiyle uyarman için ve müminlere hatırlatma olsun diye sana indirilen bu kitaptan dolayı kalbinde hiçbir sıkıntı olmasın! * Rabbinizden size indirilene uyun! O’nun peşi sıra başka dostlara uymayın! Ne kadar da azınız hatırlıyor! |
الأعراف
الٓمٓصٓ *
كِتَٰبٌ أُنزِلَ إِلَيْكَ فَلَا يَكُن فِى صَدْرِكَ حَرَجٌ مِّنْهُ لِتُنذِرَ بِهِۦ وَذِكْرَىٰ لِلْمُؤْمِنِينَ *
ٱتَّبِعُوا۟ مَآ أُنزِلَ إِلَيْكُم مِّن رَّبِّكُمْ وَلَا تَتَّبِعُوا۟ مِن دُونِهِۦٓ أَوْلِيَآءَ قَلِيلًا مَّا تَذَكَّرُونَ |
10 Yunus Elif Lâm Râ. İşte şu(nlar), hikmetli Kitabın ayetleridir. * İçlerinden bir adama “İnsanları uyar ve iman edenlere, Rableri katında bir doğruluk makamı olduğunu müjdele!” diye vahyetmemiz insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki o kâfirler “Bu elbette apaçık bir büyücüdür” dediler! |
يونس
الٓر تِلْكَ ءَايَٰتُ ٱلْكِتَٰبِ ٱلْحَكِيمِ *
أَكَانَ لِلنَّاسِ عَجَبًا أَنْ أَوْحَيْنَآ إِلَىٰ رَجُلٍ مِّنْهُمْ أَنْ أَنذِرِ ٱلنَّاسَ وَبَشِّرِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ أَنَّ لَهُمْ قَدَمَ صِدْقٍ عِندَ رَبِّهِمْ قَالَ ٱلْكَٰفِرُونَ إِنَّ هَٰذَا لَسَٰحِرٌ مُّبِينٌ |
11 Hud Elif Lâm Râ. (Bu), Hikmetli ve Haberdar (Allah) tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış, sonra açıklanmış bir kitaptır, * Allah’tan başkasına ibadet etmemeniz için. (De ki:) “Şüphesiz ki ben O’nun tarafından size bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim. |
هود
الٓر كِتَٰبٌ أُحْكِمَتْ ءَايَٰتُهُۥ ثُمَّ فُصِّلَتْ مِن لَّدُنْ حَكِيمٍ خَبِيرٍ *
أَلَّا تَعْبُدُوٓا۟ إِلَّا ٱللَّهَ إِنَّنِى لَكُم مِّنْهُ نَذِيرٌ وَبَشِيرٌ |
12 Yusuf Elif Lâm Râ. İşte şu(nlar), apaçık Kitabın ayetleridir. * Şüphesiz ki biz akıl edesiniz diye onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik. * Biz sana bu Kur’an’ı vahyetmekle haberleri sana en güzel şekilde anlatıyoruz. Elbette sen bundan önce habersizdin. |
يوسف
الٓر تِلْكَ ءَايَٰتُ ٱلْكِتَٰبِ ٱلْمُبِينِ *
إِنَّآ أَنزَلْنَٰهُ قُرْءَٰنًا عَرَبِيًّا لَّعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ *
نَحْنُ نَقُصُّ عَلَيْكَ أَحْسَنَ ٱلْقَصَصِ بِمَآ أَوْحَيْنَآ إِلَيْكَ هَٰذَا ٱلْقُرْءَانَ وَإِن كُنتَ مِن قَبْلِهِۦ لَمِنَ ٱلْغَٰفِلِينَ |
13 Rad Elif Lâm Mîm Râ. İşte şu(nlar), Kitabın ayetleridir. Sana Rabbinden indirilen gerçektir fakat insanların çoğu inanmazlar. |
الرعد
الٓمٓر تِلْكَ ءَايَٰتُ ٱلْكِتَٰبِ وَٱلَّذِىٓ أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ ٱلْحَقُّ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يُؤْمِنُونَ |
14 İbrahim Elif Lâm Râ. (Bu Kur’an), Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yani güçlü, övgüye layık, göklerdekiler ve yerdekiler kendisine ait olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır. Şiddetli azaptan dolayı kâfirlerin vay hâllerine! |
ابراهيم
الٓر كِتَٰبٌ أَنزَلْنَٰهُ إِلَيْكَ لِتُخْرِجَ ٱلنَّاسَ مِنَ ٱلظُّلُمَٰتِ إِلَى ٱلنُّورِ بِإِذْنِ رَبِّهِمْ إِلَىٰ صِرَٰطِ ٱلْعَزِيزِ ٱلْحَمِيدِ *
ٱللَّهِ ٱلَّذِى لَهُۥ مَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِى ٱلْأَرْضِ وَوَيْلٌ لِّلْكَٰفِرِينَ مِنْ عَذَابٍ شَدِيدٍ |
15 Hicr Elif Lâm Râ. İşte şu(nlar), Kitabın ve apaçık Kur’an’ın ayetleridir. * Bir zaman gelecek, kâfir olanlar “Keşke biz de müslüman olsaydık.” diye arzu edecekler. * Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş ümit onları oyalayadursun! İleride bilecekler! |
الحجر
الٓر تِلْكَ ءَايَٰتُ ٱلْكِتَٰبِ وَقُرْءَانٍ مُّبِينٍ *
رُّبَمَا يَوَدُّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ لَوْ كَانُوا۟ مُسْلِمِينَ *
ذَرْهُمْ يَأْكُلُوا۟ وَيَتَمَتَّعُوا۟ وَيُلْهِهِمُ ٱلْأَمَلُ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ |
19 Meryem Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd * (Bu), Rabbinin Zekeriya kuluna rahmetini hatırlatmasıdır. * Hani o, gizli bir sesle Rabbine şöyle seslenmişti: * “Rabbim! Kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Rabbim, senden isteklerim konusunda hiç mahrum kalmadım.” |
مريم
كٓهيعٓصٓ *
ذِكْرُ رَحْمَتِ رَبِّكَ عَبْدَهُۥ زَكَرِيَّآ *
إِذْ نَادَىٰ رَبَّهُۥ نِدَآءً خَفِيًّا *
قَالَ رَبِّ إِنِّى وَهَنَ ٱلْعَظْمُ مِنِّى وَٱشْتَعَلَ ٱلرَّأْسُ شَيْبًا وَلَمْ أَكُنۢ بِدُعَآئِكَ رَبِّ شَقِيًّا |
20 Taha Tâ Hâ * Biz Kur’an’ı sana sıkıntı çekesin diye indirmedik. * Yeri ve en yüksek gökleri yaratan (Allah)’ın indirmesi olarak saygı duyanlara sadece (gerçeği) hatırlatmak için (gönderdik). |
طه
طه *
مَآ أَنزَلْنَا عَلَيْكَ ٱلْقُرْءَانَ لِتَشْقَىٰٓ *
إِلَّا تَذْكِرَةً لِّمَن يَخْشَىٰ *
تَنزِيلًا مِّمَّنْ خَلَقَ ٱلْأَرْضَ وَٱلسَّمَٰوَٰتِ ٱلْعُلَى |
26 Şuara Tâ Sîn Mîm * İşte şu(nlar), apaçık Kitabın ayetleridir. * Onlar mümin olmuyor diye nerdeyse kendine yazık edeceksin! * Dilesek, üzerlerine gökten bir ayet indiririz de ona boyunları eğik kalır. |
الشعراء
طسٓمٓ *
تِلْكَ ءَايَٰتُ ٱلْكِتَٰبِ ٱلْمُبِينِ *
لَعَلَّكَ بَٰخِعٌ نَّفْسَكَ أَلَّا يَكُونُوا۟ مُؤْمِنِينَ *
إِن نَّشَأْ نُنَزِّلْ عَلَيْهِم مِّنَ ٱلسَّمَآءِ ءَايَةً فَظَلَّتْ أَعْنَٰقُهُمْ لَهَا خَٰضِعِينَ |
27 Neml Tâ Sîn. İşte şu(nlar) Kur’an’ın ve apaçık Kitabın ayetleridir. * (Kur’an) müminler için bir rehber ve müjdedir. * Onlar namazı kılar, zekatı verir ve ahirete de kesin bir şekilde inanırlar. |
النمل
طسٓ تِلْكَ ءَايَٰتُ ٱلْقُرْءَانِ وَكِتَابٍ مُّبِينٍ *
هُدًى وَبُشْرَىٰ لِلْمُؤْمِنِينَ *
ٱلَّذِينَ يُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَهُم بِٱلْءَاخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ |
28 Kasas Tâ Sîn Mîm * İşte şu(nlar), apaçık Kitabın ayetleridir. * İman edecek bir toplum için Musa ile Firavun’un haberinden bir kısmını sana bir amaç ile okuyoruz. |
القصص
طسٓمٓ *
تِلْكَ ءَايَٰتُ ٱلْكِتَٰبِ ٱلْمُبِينِ *
نَتْلُوا۟ عَلَيْكَ مِن نَّبَإِ مُوسَىٰ وَفِرْعَوْنَ بِٱلْحَقِّ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ |
29 Ankebût Elif Lâm Mîm * İnsanlar, imtihan edilmeden sadece “İman ettik!” demeleriyle bırakılacaklarını mı sandılar! * Biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Elbette Allah doğruları bil(dir)ecek (ortaya çıkaracak), yalancıları da mutlaka bil(dir)ecektir. |
العنكبوت
الٓمٓ *
أَحَسِبَ ٱلنَّاسُ أَن يُتْرَكُوٓا۟ أَن يَقُولُوٓا۟ ءَامَنَّا وَهُمْ لَا يُفْتَنُونَ *
وَلَقَدْ فَتَنَّا ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَلَيَعْلَمَنَّ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ صَدَقُوا۟ وَلَيَعْلَمَنَّ ٱلْكَٰذِبِينَ |
30 Rûm Elif Lâm Mîm * Rumlar en yakın yerde yenildi. * Bu yenilgiden sonra birkaç sene içinde galip geleceklerdir. * Önce ve sonra emir yalnızca Allah’a aittir. O gün de, müminler sevinecektir. |
الروم
الٓمٓ *
غُلِبَتِ ٱلرُّومُ *
فِىٓ أَدْنَى ٱلْأَرْضِ وَهُم مِّنۢ بَعْدِ غَلَبِهِمْ سَيَغْلِبُونَ *
فِى بِضْعِ سِنِينَ لِلَّهِ ٱلْأَمْرُ مِن قَبْلُ وَمِنۢ بَعْدُ وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ ٱلْمُؤْمِنُونَ |
31 Lukmân Elif Lâm Mîm * İşte şu(nlar), hikmetli Kitabın ayetleridir. * (O kitap) güzel davrananlar için bir rehber ve rahmettir. * Onlar namazı kılar, zekâtı verir ve ahirete de kesin bir şekilde inanırlar. |
لقمان
الٓمٓ *
تِلْكَ ءَايَٰتُ ٱلْكِتَٰبِ ٱلْحَكِيمِ *
هُدًى وَرَحْمَةً لِّلْمُحْسِنِينَ *
ٱلَّذِينَ يُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَهُم بِٱلْءَاخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ |
32 Secde Elif Lâm Mîm * Kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan bu Kitabın indirilişi âlemlerin Rabbindendir. * Yoksa “Onu uydurdu” mu diyorlar? Hidayet bulsunlar diye o, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir kavmi uyarman için Rabbinden (gönderilen) gerçektir. |
السجدة
الٓمٓ *
تَنزِيلُ ٱلْكِتَٰبِ لَا رَيْبَ فِيهِ مِن رَّبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ *
أَمْ يَقُولُونَ ٱفْتَرَىٰهُ بَلْ هُوَ ٱلْحَقُّ مِن رَّبِّكَ لِتُنذِرَ قَوْمًا مَّآ أَتَىٰهُم مِّن نَّذِيرٍ مِّن قَبْلِكَ لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ |
36 Yasin Yâ Sîn * Hikmetli Kur’an’a (yemin olsun) ki * Şüphesiz ki sen, elçilerdensin, * doğru yol üzerindesin. * Güçlü ve Merhametli (Allah) tarafından indirilmiştir. |
يس
يسٓ *
وَٱلْقُرْءَانِ ٱلْحَكِيمِ *
إِنَّكَ لَمِنَ ٱلْمُرْسَلِينَ *
عَلَىٰ صِرَٰطٍ مُّسْتَقِيمٍ *
تَنزِيلَ ٱلْعَزِيزِ ٱلرَّحِيمِ |
38 Sad Sâd. Zikr sahibi Kur’an’a (yemin olsun). * Aslında kâfir olanlar, (haksız) bir izzet ve ayrılık içindedir. * Onlardan önce nice nesilleri helak etmiştik de feryat etmişlerdi, (ancak) kurtulma zamanı geçmişti. |
ص
صٓ وَٱلْقُرْءَانِ ذِى ٱلذِّكْرِ *
بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ فِى عِزَّةٍ وَشِقَاقٍ *
كَمْ أَهْلَكْنَا مِن قَبْلِهِم مِّن قَرْنٍ فَنَادَوا۟ وَّلَاتَ حِينَ مَنَاصٍ |
40 Mumin Hâ Mîm * (Bu) Kitabın indirilişi, Güçlü ve Bilen Allah’tandır. * O, günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı şiddetli olandır, lütuf sahibidir. O’ndan başka ilah yoktur, dönüş yalnızca O’nadır. |
غافر
حمٓ *
تَنزِيلُ ٱلْكِتَٰبِ مِنَ ٱللَّهِ ٱلْعَزِيزِ ٱلْعَلِيمِ *
غَافِرِ ٱلذَّنۢبِ وَقَابِلِ ٱلتَّوْبِ شَدِيدِ ٱلْعِقَابِ ذِى ٱلطَّوْلِ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ إِلَيْهِ ٱلْمَصِيرُ |
41 Fussilet Hâ Mîm * (Bu kitabın) indirilişi Rahmân ve Rahîm katındandır. * Ayetleri Arapça bir Kur’an olarak açıklanmış, bilen bir toplum için müjdeleyici ve uyarıcı bir kitaptır. * Fakat onların çoğu yüz çevirdi, artık dinlemezler. |
فصلت
حمٓ *
تَنزِيلٌ مِّنَ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ *
كِتَٰبٌ فُصِّلَتْ ءَايَٰتُهُۥ قُرْءَانًا عَرَبِيًّا لِّقَوْمٍ يَعْلَمُونَ *
بَشِيرًا وَنَذِيرًا فَأَعْرَضَ أَكْثَرُهُمْ فَهُمْ لَا يَسْمَعُونَ |
42 Şûrâ Hâ Mîm * Ayn Sîn Qâf * Güçlü ve Hikmetli Allah senden öncekilere (olduğu gibi) sana da işte böyle vahyetmektedir. * Göklerde ve yerde ne varsa hepsi yalnız O’na aittir. O Yüce ve Uludur. |
الشورى
حمٓ *
عٓسٓقٓ *
كَذَٰلِكَ يُوحِىٓ إِلَيْكَ وَإِلَى ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِكَ ٱللَّهُ ٱلْعَزِيزُ ٱلْحَكِيمُ *
لَهُۥ مَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِى ٱلْأَرْضِ وَهُوَ ٱلْعَلِىُّ ٱلْعَظِيمُ |
43 Zuhruf Hâ Mîm * Apaçık Kitaba yemin olsun ki * Şüphesiz biz akıl edesiniz diye onu Arapça bir Kur’an yaptık. * O, katımızdaki Ana Kitap’tadır; yüce ve hikmetlidir. |
الزخرف
حمٓ *
وَٱلْكِتَٰبِ ٱلْمُبِينِ *
إِنَّا جَعَلْنَٰهُ قُرْءَٰنًا عَرَبِيًّا لَّعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ *
وَإِنَّهُۥ فِىٓ أُمِّ ٱلْكِتَٰبِ لَدَيْنَا لَعَلِىٌّ حَكِيمٌ |
44 Duhân Hâ Mîm * Apaçık Kitaba yemin olsun ki * Biz onu (Kur’an’ı) bereketli bir gecede indirdik. Şüphesiz ki biz uyarıcıyız. * Hikmetli her iş (o gece) ayrıntılı olarak ortaya konulur. |
الدخان
حمٓ *
وَٱلْكِتَٰبِ ٱلْمُبِينِ *
إِنَّآ أَنزَلْنَٰهُ فِى لَيْلَةٍ مُّبَٰرَكَةٍ إِنَّا كُنَّا مُنذِرِينَ *
فِيهَا يُفْرَقُ كُلُّ أَمْرٍ حَكِيمٍ |
45 Câsiye Hâ Mîm * (Bu) Kitabın indirilişi, Güçlü ve Hikmetli Allah’tandır. * Şüphesiz ki göklerde ve yerde inananlar için ayetler vardır. * Sizin yaratılışınızda ve (yeryüzünde) yaydığı canlılarda, kesin bir şekilde inanan bir toplum için ayetler vardır. |
الجاثية
حمٓ *
تَنزِيلُ ٱلْكِتَٰبِ مِنَ ٱللَّهِ ٱلْعَزِيزِ ٱلْحَكِيمِ *
إِنَّ فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّلْمُؤْمِنِينَ *
وَفِى خَلْقِكُمْ وَمَا يَبُثُّ مِن دَآبَّةٍ ءَايَٰتٌ لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ |
46 Ahkaf Hâ Mîm * (Bu) Kitabın indirilişi, Güçlü ve Hikmetli Allah’tandır. * Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri ancak bir amaç ile ve belirli bir süre için yarattık. Kâfir olanlar, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedir. |
الأحقاف
حمٓ *
تَنزِيلُ ٱلْكِتَٰبِ مِنَ ٱللَّهِ ٱلْعَزِيزِ ٱلْحَكِيمِ *
مَا خَلَقْنَا ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَآ إِلَّا بِٱلْحَقِّ وَأَجَلٍ مُّسَمًّى وَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ عَمَّآ أُنذِرُوا۟ مُعْرِضُونَ |
50 Kaf Qâf. Yüce Kur’an’a (yemin olsun). * Kâfirler içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve “Bu, şaşılacak bir şey! * Öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı? Bu, (akla) uzak bir dönüş!” dediler. |
ق
قٓ وَٱلْقُرْءَانِ ٱلْمَجِيدِ *
بَلْ عَجِبُوٓا۟ أَن جَآءَهُم مُّنذِرٌ مِّنْهُمْ فَقَالَ ٱلْكَٰفِرُونَ هَٰذَا شَىْءٌ عَجِيبٌ *
أَءِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا ذَٰلِكَ رَجْعٌۢ بَعِيدٌ |
68 Kalem Nûn. Kaleme ve satır satır yazdıklarına (yemin olsun). * Rabbinin nimeti ile, sen asla cinlenmiş değilsin. * Senin için başa kakılmayan (kesintisiz) bir ödül vardır. * Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin. |
القلم
نٓ وَٱلْقَلَمِ وَمَا يَسْطُرُونَ *
مَآ أَنتَ بِنِعْمَةِ رَبِّكَ بِمَجْنُونٍ *
وَإِنَّ لَكَ لَأَجْرًا غَيْرَ مَمْنُونٍ *
وَإِنَّكَ لَعَلَىٰ خُلُقٍ عَظِيمٍ |
2 Alm 20 Th 40 Hm 3 Alm 26 Tsm 41 Hm 7 AlmS 27 Ts 42 Hm 10 Alr 28 Tsm 42 Esq 11 Alr 29 Alm 43 Hm 12 Alr 30 Alm 44 Hm 13 Almr 31 Alm 45 Hm 14 Alr 32 Alm 46 Hm 15 Alr 36 ys 50 q 19 khyES 38 S 68 n
Hurûf-u Mukatta'a, Kur’an-ı Kerim'de 29 sûrenin başındaki harflerdir ve haktır, hakikattır. Kitabı baştan sona okuyanlar bu harfleri de okumuş olurlar. İsim benzerliğine rağmen, hurûfilikle ve hurâfelerle hiçbir ilgisi yoktur.
Dersler