vassâ: tavsiye etti evsâ: vasiyet etti tevâsâ: (karşılıklı) tavsiye etti tevâsav bis-sabr (Sabrı tavsiye ederler)
Sabır, nefsin iyi bir şey yapmaya azmetmesi veya kötülüklerden kaçınmak için acıya, meşakkate tahammül kuvvetidir. Kitabımızda sabır tavsiye eden ayetler pek çok. Her iki anlamda da sabretmek, müslümanlığın bir gereği olarak karşımıza çıkıyor. Sabır isteyen dualar öğretiliyor: "Üzerimize sabır yağdır" (2:250, 7:126)
Fakat iki ayet var ki, sabırdan fazla olarak, karşılıklı sabır tavsiye etmeyi güzel ahlakın bir parçası olarak sunuyor.
Asr Suresi, asra (ikindi vakti veya asr-ı saadet) kasem ile başlayıp insanın husran (zarar ve ziyan) içinde olduğunu hatırlatıyor. Zararın tek istisnası var:
illellezîne âmenû ve'amilus-sâlihâti
Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler,
vetevâsav bil-haqqi vetevâsav bis-sabr
birbirine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler hariç
Beled suresi 'aqabe (90:11 sarp yokuş) kavramını aynı tavsiye ile anlatıyor:
90:17 Bir insanı hürriyete kavuşturmak veya açlık gününde doyurmak, inanıp birbirine sabır tavsiye edenlerden ve merhamet tavsiye edenlerden olmaktır.
Zor günlerin üç tavsiyesi: Hakk, sabır, merhamet
Sabrın üç çeşit olduğu hakkında çarpıcı bir alıntı:
"İşte, ey sabırsız nefsim! Sen üç sabırla mükellefsin. Birisi, taat üstünde sabırdır. Birisi, mâsiyetten sabırdır. Diğeri, musibete karşı sabırdır. Aklın varsa, şu Üçüncü İkazdaki temsilde görünen hakikati rehber tut, merdâne "Yâ Sabûr" de, üç sabrı omuzuna al. Cenâb-ı Hakkın sana verdiği sabır kuvvetini eğer yanlış yolda dağıtmazsan, her meşakkate ve her musibete kâfi gelebilir; ve o kuvvetle dayan"
21. Söz, 1. Makam, 3. İkaz
Meşakkate sabır hakkında iki örnek vaka, sahabenin neler çektiğini anlatıyor:
Haritada çarpı ile gösterdiğim yer Hudeybiye.
Medine'nin 400 km güneyinde, yaklaşık İstanbul-Ankara kadar bir yol...
Çoğunluğu bineksiz, 11 günlük silahsız umre seyahati.
Kâbe'ye 15 km kadar yaklaştıktan sonra...
müşrikler izin vermeyince onca yolu geri dönüş...
Lakin Hudeybiye'de sabır, fetih (açılış) oldu: iki yıl sonra Mekke'nin fethi ve Huneyn, üç yıl geçmeden Roma'ya karşı Tebük, dördüncü yıl büyük hacc ile ümmetine veda... Tebük Seferi: Efendimizin bizzat yönettiği son askeri hareket. Yaz sonu sıcağında hurmalar toplanmayı beklerken 50 günlük bir sefer: 700 km -- 15 gün gidiş, 20 gün bekleyiş, 15 gün dönüş. (Yaklaşık İstanbul-Amasya uzaklığı kadar) Bunlarla kıyaslayınca, bizim çektiklerimiz meşakkat mi sayılır? (Yorum: Erkan Türe) Sıcakta, onca savaş yükü ile 15 günde 700 km (günde 47 km) yol gitmek nasıl bir şeydir? Akşam yorgunluktan şişmiş ayaklarla evinize dönüp yatağınızda uyuma imkanı da yok! Unutmayın hepsinin bineği (at veya deve) yok. 1974 Temmuz ayında 19 yaşında iken Antalya'dan Kemer'e kadar (43 km) yürüdüm. Merhum abim de (28 yaşında ve epeyce şişmandı) beni vazgeçiremeyince benimle yürüdü. Çok sıcaktı ama etrafta yeşillik boldu, ara ara çeşmeler buluyorduk. Başımızda hasır şapkalar, asfaltın kenarından rahat ve düz bir yolda (yılansız, akrepsiz, kumlara gömülmeden) yürüyorduk. Benim spor ayakkabım vardı, abimin kösele ayakkabısı 3 saat sonra delindi, içine sigara paketi kartonu koyarak deliği kapatıp zorlukla yürüyebildi. Elimdeki torbada sulu meyveler, armut ve şeftali vardı. Sabah 8'de yola çıktık. Öğle saatlerinde bir şantiyeye geldik, orada yemek yedik ve dinlendik. Saat 17'de, yaklaşık 8 saatlik bir yürüme sonunda o zaman küçük bir köy olan Kemer'e vardık. Kısa bir mola verdik, abim biraz kötü hissetti, etrafı gezecek enerjimiz kalmamıştı, bir minibüse binip Antalya'ya döndük. Bu yürüyüşü 15 gün üst üste savaş yüküyle, su ve yiyecek kıtlığı varken, akşam rahat yataklarda yatmak söz konusu değilken, münafıklar sürekli fesat fısıldarken yapmayı hayal bile etmek zor.
Ramazan