Hz Osman zamanında çoğaltılan mushaflarda az sayıda (40 kadar) farklar olduğu iyi biliniyor. Şaşırtıcı olan, Osmânî mushaflar çok eski tarihlerde yok olduğu halde, aralarındaki ufak farkların İslami kaynaklarda kaydedilmiş olması!
Hemen akla gelen "Kuran'ın bir harfi bile değişmemiştir diyordunuz, şimdi bu farklar nereden çıktı? Harfleri korunmadıysa neresi korunmuş?" sorusunun sayısal cevabını veriyorum:
Sûrelerin
Sayfaların düzeni ve sayısı korunmuş değil, hattatların tercihine bağlı olarak değişebilir. Buna rağmen, günümüzde standart (*) mushaflarda sayfa numarasının değil ama sayfa düzeninin (son cüz hariç) büyük ölçüde uyumlu olduğunu görüyoruz.
(*) Asım'ın Hafs kıraati son yüz yıl içinde fiilen dünya standardı olmuştur.
Âyetlerin
Günümüzde kullanılan ayet numaraları 1924 Kahire mushafına uygun. Ayet numarasında ve kelimelerin dizilişinde en ufak bir ihtilaf yok. Halbuki bu mushaf öncesinde, İslam ülkelerinde ayet numarası diye bir kavram yoktu. Teyid etmek için evinizdeki kullanılmayan eski mushafa bakın.
Kelimelerin
(*) Âli İmran 195 ve Tevbe 111 ayetlerinde, imlâsı aynı olan ardışık iki kelimenin sırası değişebiliyor.
Kelimelerin bitişik yazılmasına bir örnek, iki kelime içeren ebneumme "anamın oğlu" ifadesi. Kitabımızda iki yerde geçen bu ifade birinde ayrı, diğerinde bitişik yazılır. Eski ve yeni bütün mushaflarda bu ayrıntı korunmuştur: A'râf suresinde iki kelime olarak "elif-be-nun" ve "elif-mim", Tâhâ suresinde bitişik "ye-be-nun-vav-mim" şeklinde yazılır.
İkinci örnek: "Oyun ve eğlence" anlamına gelen la'ibun velehvun kelimeleri dört ayette bu sırada, iki ayette "eğlence ve oyun" şeklinde ters sırada geçiyor. Ters söylemekle anlam değişir mi? Elbette hayır. Ama hiçbir kıraat imamı bu altı ayeti, standart kıraatten farklı okumamış. Yani, anlamı değiştirmeyen ve hataya açık görünen bu kelimelerin sırası bile korunmuş.
Sessiz harfleri değiştiren kıraat farklarının nerdeyse tamamı tek harf boyutundadır: Bir harf eksik, bir harf fazla, ya da bir harf yerine başka bir harf okunmuş.
Tek harfi aşan altı kelime farkı:
Pembe işaretli üç varyant imlâya da yansıyor.
Kıraat farkları imamların icadı ya da okuyuş hataları değil, çok sayıda okuyucunun sahabeden rivayetine dayanıyor. Hepsi nesilden nesile hafızalarda saklanmış. İmlâ farkları da yazıcıların rastgele tercihleri veya hataları değil, bölgesel kıraat farklarını yansıtıyor. Kıraat farklarına bağlı olarak kağıt üstünde korunmuş.
"Bir harfi bile değişmemiştir" söylemi, kıraat farklarından habersiz olmanın bir göstergesidir, bu söylemden vaz geçmeliyiz. Peki ne diyelim? Aslında korunmuşluk çok daha kuvvetli bir hakikat: Kuran-ı Kerim bütün kıraat farklarıyla birlikte korunmuştur;
You may send questions and errors to <okuyun5@gmail.com>
Mesâhif Eylul 2024