Korunmuş unsurlar  

Mushaflarda imlâ farkları olabileceğini daha önce yazmıştım. Medine mushafı ile Diyanet mushafı arasında çok sayıda imlâ farkı olduğunu ama iki metnin en ufak bir istisna olmadan aynı şekilde okunduğunu biliyoruz. Öte yandan, Hz Osman zamanında çoğaltılan mushaflarda az sayıda (40 kadar) farklar olduğu da iyi biliniyordu. Şaşırtıcı olan, Osmânî mushaflar çok eski tarihlerde yok olduğu halde, aralarındaki ufak farkların İslami kaynaklarda kaydedilmiş olması!

Hemen akla gelen "Kuran'ın bir harfi bile değişmemiştir diyordunuz, şimdi bu farklar nereden çıktı? Harfleri korunmadıysa neresi korunmuş?" sorusunun sayısal cevabını veriyorum:

Sûrelerin sayısında ve sırasında muhtelif mushaflar arasında tam bir mutabakat var ama isimleri korunmuş değil. Mesela kırkıncı sûrenin iki adı var, "Gâfir" ya da "Mumin" denebilir. Tahmini nüzul sırasıyla basılan mushaflar varmış ama bunlar yaygın kullanımda değil, ben hiç görmedim.

Sayfaların düzeni ve sayısı korunmuş değil, hattatların tercihine bağlı olarak değişebilir. Buna rağmen, günümüzde standart (*) mushaflarda sayfa numarasının değil ama sayfa düzeninin (son cüz hariç) büyük ölçüde uyumlu olduğunu görüyoruz.

(*) Asım'ın Hafs kıraati son yüz yıl içinde fiilen dünya standardı olmuştur.

Âyetlerin sayısı ve sırası korunmuş. "On beşinci surenin dokuzuncu ayeti" deyince bütün dünyada aynı ayet anlaşılır ve 15:9 şeklinde gösterilir. (Kitabın korunmuş olduğunun en önemli göstergesi bu özellik!) Hiçbir mushafta araya bir ayet eklendiğini ya da silindiğini göremezsiniz. Bazı surelerin başındaki şifreli harflerin ayet sayılması ihtilaflı ama standart mushafımızda 6236 ayet var.

Kelimelerin sırası korunmuş. Hiçbir mushafta kelime sırasının değiştiğini göremezsiniz (*). Standart mushafımızda 77.430 kelime olmakla birlikte, bu sayıda ihtilaf var. Çünkü bazı kelimeleri ayrı ya da bitişik yazmak mümkün.

(*) Tevbe 111. ayette ardışık iki kelimenin sırası aynı imlâ ile değişebiliyor.

En iyi bilinen örnek, iki kelime içeren ebneumme "anamın oğlu" ifadesi. Kitap'ta iki yerde geçen bu ifade birinde ayrı, diğerinde bitişik yazılır. Eski ve yeni bütün mushaflarda bu ayrıntı korunmuştur: A'râf suresinde ayrı yazılır ve ikinci kelime elif ile başlar, Tâhâ suresinde aynı kelime vav ile yazılır ve önceki kelimeye bitişiktir.

ebne umme  #b=Abn%20>m

Takdim-tehir farkı yok

İkinci örnek: "Oyun ve eğlence" anlamına gelen la'ibun velehvun kelimeleri dört ayette bu sırada, iki ayette "eğlence ve oyun" şeklinde ters sırada geçiyor. Ters söylemekle anlam değişir mi? Elbette hayır. Ama hiçbir kıraat imamı bu altı ayeti, standart kıraatten farklı okumamış. Yani, anlamı değiştirmeyen ve hataya açık görünen bu kelimelerin sırası bile korunmuş.

ittehazû dînehum  #b=tx*wA%20dynhm

Başka ne korunmuş?

Kıraat farkları imamların okuyuş tercihleri ya da hataları değil, çok sayıda okuyucunun sahabeden rivayetine dayanıyor. Hepsi nesilden nesile hafızalarda saklanmış.

İmlâ farkları da yazıcıların rastgele tercihleri veya hataları değil, bölgesel kıraat farklarını yansıtıyor. Kıraat farklarına bağlı olan şu unsurlar korunmuş:

Sonuç

"Bir harfi bile değişmemiştir" söylemi, kıraat farklarından habersiz olmanın bir göstergesidir, bu söylemden vaz geçmeliyiz. Peki ne diyelim? Aslında korunmuşluk çok daha kuvvetli bir hakikat: Kuran-ı Kerim bütün kıraat farklarıyla birlikte korunmuştur; surelerin, ayetlerin, kelimelerin dizilişinde hiçbir farklılık yoktur. Bazı kelimelerin okunuşunda hareke ya da harf farkı olabilir. Kıraat farkları hafızalarda, imlâ farkları Osmanî mushaflarda kaydedilmiştir.


Mesâhif   Eylul 2024